Akdeniz Üniversitesi’nin (AÜ) bu yıl ikinci kez ev sahipliği yaptığı ve Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından gerçekleştirilen Güney Kariyer Fuarı (GÜNKAF), Mimar Sinan Kongre Merkezi’nde kapılarını açtı.
Kariyer görüşmelerinin de olduğu fuarda AÜ Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu, Organ Nakli Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan konuk oldu ve öğrencilerin sorularını yanıtladı.
“İNSAN ÖMRÜNDE ŞİMDİLERDE 80-85’LERDEN BAHSEDİYORUZ”
Başarılı yüz, rahim ve kol nakilleriyle adını dünya tıp literatürüne yazdıran Prof. Dr. Özkan, ölümsüzlüğün mümkün olup olmayacağını anlattı. Prof. Dr. Özkan, “Aslında bakarsanız çok ünlü bir milyarder vardı. Kalp ve karaciğer nakli oldu ama sonuçta öldü. Orta Çağ’a doğru gidersek insanların ana hedefi ölümsüzlüğü bulmakmış. Sürekli çalışmışlar. Bir süre sonra ölümsüzlüğü bulamayacaklarını anlamışlar. İnsan ömründe şimdilerde 80-85’lerden bahsediyoruz. Ölümsüzlük denilen kavramda 30’lardan 80’e geldiysek belki 100’e de uzayacak. Doğdunuz ve iki kolunuz yok, 80 yaşına kadar yaşamak ister misiniz? Daha huzurlu yaşamaktan bahsediyorum. Hedefimizi hep üst seviyede tutmak gerekir” dedi.
“KAFA VE BEYİN NAKLİ MÜMKÜN OLACAKTIR”
Prof. Dr. Ömer Özkan, çok sayıda nakle imza attıklarını, ancak organ nakliyle hayata tutunan bazı ailelerin yaşamını yitirdikten sonra organ nakline izin vermediği durumlarla karşılaştığını da anlattı. Canlıdan organ nakli yapan en iyi ülkelerden birinin Türkiye olduğunu belirten Prof. Dr. Ömer Özkan, beyin ve kafa naklinin gelecekte mümkün olup olmayacağına ilişkin “Beyin nakli yüzyıllardır insanların aklında olan bir şey. Çok fantastik geliyor. Beyin nakletmek ne için yapılır? Faydalı olabileceği birkaç hastalık da var aslında. Bir gövde lazım bize. Kafa naklinden önce felç konusunu çözmek lazım. Felç hastalarını iyileştirdiğimiz zaman bilin ki kafa nakli de mümkün olabilecektir” dedi.
“GEN TRANSFERİ YAPACAK BİRİNİ BULAMIYORUM”
Türkiye’de tıptaki bilim insanlarının yurt dışına gittikten sonra geri dönmediğinden de dert yanan Prof. Dr. Ömer Özkan, “İnsanlarımız gittikten sonra geri dönmüyor. Temel bilimlerdeki kaynaklarımızı hep dışarı kaybediyoruz. Ülkemizde genetikçi, gen transferi yapacak birini bulamıyorum. 2 milyon 600 bin dolar bir hapın bedeli. Bizim bunun üstünde bir şey yapmamız lazım. Kanser hastalarının tedavisinin bizim kuracağımız laboratuvarlarda gerçekleştirileceğini düşünüyorum” dedi.
“ORGANLAR RAFLARDA SATILACAK SEVİYEYE GELECEK Mİ?”
Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda çoğunlukla plastik cerrahi alanının tercih edildiğini, bunun da bir trend haline geldiğini belirten Prof. Dr. Ömer Özkan, zor olduğu için tıp fakültesi mezunlarının artık beyin ve kalp cerrahisi alanında uzmanlığı tercih etmediğini söyledi. Prof. Dr. Özkan, tıbbın gelişmesiyle birlikte insanların ihtiyaç duyacağı her türlü organın raflarda satılacak kadar kolay bulunabilecek seviyeye gelip gelemeyeceği sorusunu da yanıtladı.
Prof. Dr. Ömer Özkan “Tekerlek, arabalar bulunuyor ama bir buhar makinesi bulunuyor o kadar hızlı ilerliyor. Tıpta bu durum farklı. Biz daha buhar makinesini keşfetmedik. Daha emekleme aşamasındayız. Bir gün göreceksiniz ki kalbin siparişini vereceksiniz ve takacaksınız. Ütopik gibi gelebilir ama değil. 15-20 güne kadar anne karnı dışında yaşatılan çocuklar var” dedi.