İş Bankası’ndan ‘kayyum’ iddialarına yanıt

7

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası Saraçhane’de başlayan protestolar ve CHP içindeki gelişmeler, İş Bankası’na kayyum atanacağı iddialarını gündeme getirdi.

Akit yazarı, Abdurrahman Dilipak, CHP’nin yönetiminde yer aldığı İş Bankası’nın hisseleriyle ilgili çarpıcı iddialarda bulundu. Dilipak, bankanın geçmişteki sermaye kaynaklarının sorgulanabileceğini ve bu sürecin kayyum atamasına yol açabileceğini söyledi.

Veryansın TV Genel Yayın Yönetmeni Erdem Atay ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “heybede daha büyük turplar var” sözlerini değerlendirdiği bir yayında, çarpıcı bir iddiayı gündeme getirdi.

ATATÜRK’ÜN MİRASINA İHANET İDDİASI

Atay, AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in CHP’nin Atatürk’ün mirasına ihanet ettiği yönündeki açıklamalarını hatırlatarak, “Turpun büyüğü İş Bankası olabilir” dedi.

Gündeme gelen iddialar üzerine İŞ Bankası Atatürk’ün mirasın ihlal edilmesi iddiasına yazılı basın açıklaması yaptı. Açıklamada şu ifadeler yer alıyor:

İŞ BANKASI AÇIKLAMASI

“Bankamız kurucu intifa senetleri üzerinden Yüce Atatürk’ün vasiyetnamesinin ihlal edildiği, vasiyet yararlanıcısı olan kurumların bilerek zarara uğratıldığı ve Bankamızın hukuka aykırı davrandığı yönündeki maddi ve hukuki gerçeğe aykırı iddia ve söylemler nedeniyle hissedarlarımızın, müşterilerimizin, yerli ve yabancı yatırımcılarımızın doğru olarak bilgilendirilmesi amacıyla işbu basın açıklamasının yapılması uygun görülmüştür.

Bankamız Esas Sözleşmesi’nin 22’inci maddesinde düzenlenmekte olan kurucu intifa senetleri hukuken pay senedi mahiyetinde olmayıp intifa senedi niteliğindedir. Kurucu intifa senetleri, hukuken sermayede herhangi bir payı temsil etmemekte, sahibine genel kurula katılma hakkı, oy hakkı gibi pay sahipliği hakları bahşetmemekte, sadece mal varlıksal haklar sağlamaktadır.
Nitekim Bankamız Esas Sözleşmesinin anılan maddesinde kuruluşta çıkarılacak hisse senetlerinden bir defada 100 adet alanlara bir adet kurucu intifa senedi verileceği ifade edilmektedir. Aynı madde, bu hakkın dört milyon sermayeye kadar mevcut olduğunu, sermayenin bundan fazla artırılması halinde kurucu intifa senedi verilmeyeceğini de düzenlemekte olup 1927 yılında sermayenin bu tutara ulaşmasından sonra artık kurucu intifa senedi verilmemiştir.

Bankamızın 31.05.1991 tarihli Olağanüstü Genel Kurulunda o dönemdeki hissedarları tarafından alınan karar ile sermaye artırımına gidilmiş ve yasal mevzuat ile Yüksek Mahkeme içtihatlarına uygun bir şekilde Esas Sözleşmemizin 58 inci maddesinde değişiklik gerçekleştirilerek, kurucu intifa senedi sahiplerine dağıtılacak kar payı ödemeleri “ödenmiş sermayenin 250 Bin TL’lik bölümü” ile sınırlandırılmıştır. Anılan Esas Sözleşme değişikliği tescil de edilmek suretiyle Bankamız açısından hukuken uygulanmakla yükümlü olunan bir hüküm haline gelmiştir. Dolayısıyla ilgili tarihten itibaren yapılan kar dağıtımları, tescil edilmiş bu Esas Sözleşme değişikliği dikkate alınarak, Bankamızın tabi olduğu kanunen yetkili otoritelerin bilgisi ve denetiminde uygulanmıştır.
Kaldı ki kurucu intifa senedi sahipleri sermaye artışına iştirak etmediklerinden artırılmış sermayeden temettü almamaları hakkaniyete de uygun bir işlemdir.
Bankamızın 1991 tarihli Genel Kurulu ve Esas Sözleşme değişikliğinin üzerinden 30 yıldan fazla süre geçmesinden sonra mevcut koşulları ile diğer bir ifade ile kurucu intifa senedinin mahiyetini ve sahibine sağladığı hakların kapsamını bilerek Bankamız kurucu intifa senedi edinen ve birlikte hareket ettiği düşünülen bir takım kimselerce, kar dağıtımına ilişkin anılan Esas Sözleşme maddesine ve uygulanmasına İlişkin olarak bir takım spekülatif iddia ve itirazlar öne sürülmeye başlanmış, öne sürülen bu spekülatif iddia ve itirazlar bu kişiler tarafından açılan haksız davalar ile yargıya taşınmıştır.

Birlikte hareket ettiği düşünülen davacılar, edindikleri kurucu intifa senetleri üzerinden nemalanmak çabasıyla kamuoyunun ilgisini çekme ve taraftar toplama adına herhangi bir maddi ve/veya hukuki temeli de olmayan şekilde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetnamesine yönelik yanıltıcı iddia ve haksız isnatlarda da bulunarak, hemen hemen hepsi aynı içerikte dilekçeler ve taleplerle muhtelif hukuk davaları ikame edilmiş, yanı sıra suç duyurularında da bulunmuşlardır.
Halen devam eden yargı süreçlerinde bugüne kadar verilmiş olan tüm kararlar usul ve yasaya uygun olarak hali hazırda Bankamız lehine olup hukuki süreçlerin tamamlanması beklenmektedir.
Bilindiği üzere Bankamızın da kurucusu olan Yüce Atatürk’ün vasiyeti gereğince Atatürk hisselerine isabet eden temettünün tamamı Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na Bankamız tarafından tam ve zamanında ödenmekte olup, Bankamızın tüm süreçteki işlemleri ilgili otoritelerin bilgisi ve denetimi altında gerçekleşmektedir. Keza vasiyetin ihlal edildiği yönünde Bankamız aleyhine yine aynı kişiler tarafından Sulh Hukuk Mahkemeleri nezdinde açılan davalar da kesin olarak reddedilmiştir.

Bu minvalde sosyal medya mecralarında son dönemde Bankamız itibar ve şöhretine kasteden, yatırımcıların karar ve davranışlarını etkilemeye yönelik spekülatif, aynı zamanda sermaye piyasası mevzuatı ve bankacılık mevzuatı tahtında da suç teşkil eden gerçek dışı beyan ve iddialara itibar edilmemelidir.
Bankamız, faaliyetlerini hukuka, yasal mevzuata, ahlaka ve etik değerlere uygun bir şekilde yerine getiren köklü bir kurumdur. Bu tür haber, iddia ve yorumlara itibar edilmemesini, söz konusu yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, yorum yapan ya da bunları yayan tüm ilgililer hakkında Bankamızca yasal girişimlerde bulunulacağını kamuoyunun bilgisine sunarız.
Saygılarımızla,”

Mehmet Şimşek