Turkcell’in katkılarıyla hazırlanan Anadolu Ajansı (AA) Teknoloji Masası’nın bu ayki toplantısı, Haluk Bayraktar’ın katılımıyla SAHA EXPO’da yapıldı.
Bayraktar, Baykar’ın ürün geliştirdiği alanlardaki ihtiyaçlarına yönelik yatırım yaptığı firmalar olduğunu ve bunlardan bazılarının SAHA EXPO’ya geldiğini anlatarak, iş yaptıkları, proje geliştirdikleri ülkelerin de kendi öz yeterliliklerini sağlamak adına belli adımlar attıklarını dile getirdi.
Dolayısıyla belli ülkelerde özellikle ihraç ettikleri sistemlerin bakım ve idamesine yönelik altyapı destekleri sunduklarını vurgulayan Bayraktar, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Azerbaycan’da bir yapay zeka şirketi kurduk. Orada yaklaşık 100 mühendis var. Şimdi Azerbaycan’da, kasım ayında, 170 kişinin çalışacağı bir fabrika kuruluyor. Pakistan’daki AR-GE tesisimizde 50’yi aşkın mühendis çalışıyor. Suudi Arabistan’ın en büyük savunma sanayi şirketi SAMI ile AKINCI’ların orada belli bileşenleriyle imal edilip, montajından test süreçlerine kadar kapsamlı bir işbirliği anlaşmasına imza atıldı. Aynı şekilde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile yaptığımız, bakım-onarım tesisleri konuları var. Biz mümkün olduğunca ülkelerin bu alanda taleplerine uygun çözümler geliştirerek ilerliyoruz. Ukrayna ile Türkiye’nin stratejik seviye ilişkileri var. Ukrayna’dan tedarik ettiğimiz önemli bileşenler var, motor gibi. Biz şu anda Ukrayna’da İHA AR-GE ve üretim merkezi kuruyoruz. Bunun önümüzdeki yıl içerisinde bitmesi planlanıyor.”
“DAHA İYİ MOTORUN NASIL YAPILACAĞINI BİLİYORUZ”
Bayraktar, Türkiye’de motor anlamında çok önemli çalışmalar olduğunun altını çizerek, TUSAŞ Motor Sanayii AŞ’nin (TEI) TS1400 motorunun kalifikasyon sürecinde bulunduğunu, TF6000 motorunun test edildiğini ve TF10000’in de geliştirme aşamasında olduğunu anlattı.
Bunların önemli gelişmeler olduğunun altını çizen Bayraktar, şu bilgileri paylaştı:
“TB3’ün motoru yine TEI’de üretiliyor, turbo dizel, çok başarılı bir motor. Biz o motorla 1000 saati aşkın uçuş gerçekleştirdik. Baykar bünyesinde kendi imkanlarımızla 30’dan fazla yerli ana alt yükleniciyle birlikte Bayraktar TB2’nin motorunu milli ve özgün olarak geliştirdik, bu yıl seri imalata girdi. Mevcut kullandığımız Bayraktar TB2’deki motordan çok daha iyi bir motor yaptık. Çünkü bizim çok uzun süre uçuşumuz olduğundan, daha iyi motorun nasıl yapılacağını biliyoruz, onu yapıyoruz. Türkiye’de turbojet motorlarda çok önemli adımlar var. Kale Grubu, ATMACA, SOM ve ÇAKIR gibi seyir füzelerinin turbojet motorlarını halletmiş durumda. Şu an seri imalatta üretiyor. Bunlar çok sevindirici gelişmeler. Tabii ki daha yapılacak da çok iş var. Özellikle daha büyük ebatlı turbofan ve turboprop motorlarını da bizim ülke olarak geliştirmemiz gerekiyor, özellikle bu insansız sistemler tarafında. Baykar olarak kendi imkanlarımızla motora adım attık ve piston motorlular tarafında başarı elde ettik. Şimdi aynı şekilde türbin motor teknolojisinde de hem tasarım hem de üretim anlamında bunu başarmayı hedefliyoruz.”
Bayraktar, Baykar’ın yurt içindeki yatırımlarına dair Ankara’da yatırım yaptıkları firmalar olduğunu, KIZILELMA için bir uçuş hangarı ve motor testinin yapılacağı bir hangar yapmak zorunda oldukları için Çorlu’daki AKINCI test merkezine büyük yatırım yaptıklarını söyledi. Bayraktar TB2 tarafında ise Edirne-Keşan’da yatırımları bulunduğuna dikkati çeken Bayraktar, söz konusu test eğitim merkezine de sürekli yatırım yaptıklarını anlattı.
Başka illerde de alternatif düşünceleri olduğunun altını çizen Bayraktar, “Şu an o illeri söylemek için erken. Yatırımlarımız İstanbul, Tekirdağ, Edirne ve Ankara eksenli olmak üzere, bu 4 ana ilimizde, hızlı bir şekilde ilerliyor.” dedi.
“KİŞİ BAŞI SAVUNMA HARCAMAMIZ DOLAR BAZINDA BİLE DÜŞÜYOR”
Bayraktar, Türkiye’nin savunma harcamaları konusunda kamuoyunda bir yanılgı olduğunu anlatarak, şu ifadeleri kullandı:
“Zannediliyor ki böyle çok büyük bedeller harcanıyor. Halbuki son 6-7 yılda savunma harcamalarımızın GSYH içerisindeki oranının yüzde 1,5 seviyelerinde gittiğini görüyoruz. Normalde NATO üyesi bir ülkenin harcaması gereken yüzde 2. Bundan 30 yıl önce bu oranın yüzde 3,5-4 olduğunu görüyorsunuz. Bizim son 6 yıldır savunma harcamamız dolar bazında bile düşüyor. Kişi başı savunma harcaması sıralamasında çok gerilerde. Ama bir yandan da medyada çok fazla savunma haberleri çıkıyor. Bu çok doğal, çünkü Türkiye milli ve özgün üretim modeline geçti. Her gün yeni bir başarı örneği, yeni bir test var. Mesela sadece bu fuarda 300 ürün lansmanı var. Ben SAHA İstanbul Başkanı olarak dahi yepyeni burada keşfettiğim ürünler var. Sektör çok önemli bir ölçeğe ulaştı. Ama gördüğümüz kadarıyla coğrafyamızdaki son gelişmelerden sonra bu harcama oranlarının artırılması yönünde bir durum söz konusu. BAYKAR açısından baktığımızda tedarikçilerimizle birlikte mutlak surette ihracat tarafında güçlü olmamız, bunun için de devamlı inovasyon, yeni yatırımlar ve teknolojiler geliştirmemiz gerekiyor.”
“ÖZEL SEKTÖR SAVUNMA ALANINDA DAHA FAZLA YER ALMALI”
Türk savunma sanayisindeki çalışanların yaş ortalamasının 33, Baykar’dakilerin ise 29 olduğunu belirten Bayraktar, genç ve alanda derinlemesine yetişen insanların, yeni ürünleri yapmak için en önemli potansiyel güçleri olduğunu bildirdi.
Bayraktar, dünyanın artık belirli ürünlerden çok büyük adet alarak onları stok yapmaktan ziyade, çok hızlı kabiliyet geliştiren ve çözüm üretilebilen esnek yapılar kurarak kapasite inşa edebilecek şekilde dönüştüğünü dile getirdi.
Türkiye’nin şu an bu yolda ilerlediğinin altını çizen Bayraktar, “Özel sektör, hızlı karar alabilen ve daha maliyet etkin çözüm geliştirebilen kabiliyetlere sahip. Savunma sanayisinde 17 firma varmış 2002’de, bugün 3 bin 500 firma var. Bu çok önemli ama ben özel sektörün savunma alanında daha fazla yer alması gerektiğini düşünüyorum. Bizim SAHA İstanbul’un da en önemli misyonu bu.”
“SEKTÖR ÇALIŞANLARININ MOTİVASYONU ÇOK YÜKSEK”
Bayraktar, Türkiye’nin son 20 yılda savunma ve havacılık sektöründe çok önemli kazanımlar elde ettiğine dikkati çekerek, çok büyük bir kapasite inşa edildiğini söyledi.
Burada çok güzel bir sinerji olduğunu vurgulayan Bayraktar, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu sektör çalışanlarının motivasyonu çok yüksek. Özellikle son yaşadığımız hain saldırı bunu açık bir şekilde bize gösteriyor. Bu sinerjiyi korumamız, ilerletmemiz, bu kapasiteyi ve potansiyeli doğru şekilde sürdürmemiz çok kritik. Bir yandan TEKNOFEST’lerde bu alana sahip çıkan gençler görüyoruz. Fuarda da çok farklı fikirlere sahip gençler var. Bu alanda toplumsal bir seferberlik var. Bu da bizi gururlandırıyor. Bol şekilde milli başarı örneklerini görüyoruz. Ben bunu sürdürmenin çok kritik olduğunu düşünüyorum. Bu stratejik kazanımı çok etkin bir şekilde kullanmalıyız.”
patronlardunyasi.com